Mucizeler senin hazır olduğun yerde başlar.
Hayatında bir şeylerin değişmesini ne kadar istiyorsun? Peki ya sen gerçekten hazır mısın? Mucizeler bazen büyük bir ışıkla gelir. Ama çoğu zaman sessizce, fark ettirmeden… Bir sabah gözlerini açtığında, içindeki “yorgunluk” sesine kulak verdiğinde, ya da bir duayı tüm kalbinle ettiğinde kapıyı çalar. Ama o kapının açılması için önce bir şey gerekir: Senin hazır olman. Peki, “hazır olmak” ne demek? Hazır olmak; sadece istemek değil, aynı zamanda istemediğin şeye veda etmeye cesaret etmektir. Artık sana hizmet etmeyen ilişkilere… Her gün seni yoran düşünce kalıplarına… “Ben zaten yapamam” diyen iç sesine… Hazır olmak, kendine şu soruyu dürüstçe sorabilmektir: Gerçekten değişmek istiyor muyum, yoksa sadece rahatlamak mı istiyorum? Mucize, dönüşümün kalbinde saklıdır. Dönüşüm dediğimiz şey, bir gecede olmaz. Ama karar, bir anda alınır. Ve işte o an… Sen gerçekten karar verdiğinde, evrenin bütün yolları senin için harekete geçer. Mucize; aynı kalmakla değil, adım atmakla gelir. Muciz...