Kayıtlar

Mayıs, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mucizeler senin hazır olduğun yerde başlar.

  Hayatında bir şeylerin değişmesini ne kadar istiyorsun? Peki ya sen gerçekten hazır mısın? Mucizeler bazen büyük bir ışıkla gelir. Ama çoğu zaman sessizce, fark ettirmeden… Bir sabah gözlerini açtığında, içindeki “yorgunluk” sesine kulak verdiğinde, ya da bir duayı tüm kalbinle ettiğinde kapıyı çalar. Ama o kapının açılması için önce bir şey gerekir: Senin hazır olman. Peki, “hazır olmak” ne demek? Hazır olmak; sadece istemek değil, aynı zamanda istemediğin şeye veda etmeye cesaret etmektir. Artık sana hizmet etmeyen ilişkilere… Her gün seni yoran düşünce kalıplarına… “Ben zaten yapamam” diyen iç sesine… Hazır olmak, kendine şu soruyu dürüstçe sorabilmektir: Gerçekten değişmek istiyor muyum, yoksa sadece rahatlamak mı istiyorum? Mucize, dönüşümün kalbinde saklıdır. Dönüşüm dediğimiz şey, bir gecede olmaz. Ama karar, bir anda alınır. Ve işte o an… Sen gerçekten karar verdiğinde, evrenin bütün yolları senin için harekete geçer. Mucize; aynı kalmakla değil, adım atmakla gelir. Muciz...

Fazla iyi olmanın zararı: Kendine sınır koymayı öğren!

  Bazılarımız “fazla iyi” olmayı bir erdem sanıyor. Oysa çoğu zaman bu bir hayatta kalma stratejisidir. Herkese yetişmek, herkesi memnun etmek… Ama ya sen? Sen nerede kaldın? Çocuklukta “aferin” almak için fazla olgun davranan bir çocuktun belki de. Evde huzursuzluk çıkmasın diye susan, iç sesini bastıran o sessiz yürek. “Hayır” dediğinde suçlu hisseden, “önce ben” demeyi bencillik sanan bir yetişkin şimdi… Bu yazım, başkalarının mutluluğunu kendi yaşam amacının önüne koyanlar için: Artık kendi sınırlarını çizme zamanı! Fazla iyi olmanın görünmeyen bedelleri: “Hayır” diyemediğin her yerde kendine ihanet ediyorsun. Kırılmasınlar diye sustuğun kişiler, aslında seni hiç duymuyor. Sürekli veren kişi olunca, değersiz hisseden taraf hep sen oluyorsun. Fazla iyi olmanın en büyük zararı şu: Kendine alan bırakmadığın için, gerçek benliğini asla tam olarak yaşayamıyorsun. Çözüm önerim: Sınır çizmen, sevgiyle kendini seçmen! Sınır, duvar değil. Sınır, saldırı değil. Sınır, “Ben de önemliyim” ...