Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Belirsizlik , çaba ve Acı!

Zihnimin kıvrımlarında dolaşan bazı düşüncelerim vardır. Sokak, sokak dolaşırım. Yeni mahalleler keşfederim. Bazen bir söz, bir dokunuş veya bir nazar ile birden sokakların ışıkları yanar. Görünmeyen hakikatler, görünür olur. Bazen de korkmadan karanlığın içine yürümek gerekir. Aydınlanmak… Daha doğrusu, aydın insan olmak sanırım böyle bir şey.  Zihin dünyamızda bir ülkemiz var. Doğduğumuzda tüm ışıklar kapalı bir şekilde doğuyoruz. Karanlıkta kaldığımız için korkup ağlıyoruz. Ancak zamanla bazı şehirler aydınlanmaya başlıyor. Işık ile tanışınca korkulacak bir şey olmadığını anlayıp biraz sakinleşiyoruz ama yine de bir yerler karanlık ve kıyıda köşede korkuya devam. Büyüdükçe eğitim, kültür ve ahlak ile başka şehirlerin ışıklarını açıyoruz. Ancak bu bizi doyurmamalı. Karanlıkta kalmış diğer şehirler, hatta ülkeler bile var. Sözün kısası, zihnimizde ne kadar seyahat edersek, o kadar aydınız. Aydın olmak para ile olan bir şey hiç değil. Söz sözü açtı. Aslında farklı bir konudan bahse...

Hakikate dair

Aslında hepimiz kısmi körlük yaşıyoruz. Gözümüzün önünde perde var ve bu perdenin arkasında ise mutlak hakikat duruyor. Gerçi böyle de olması gerekiyor. Çünkü bu vücut hali ile hakikate bakamıyoruz. Baksak bile onun güzelliği ile tüm dünya işleri anlamsız geliyor veya aklımızı kaybediyoruz. Bu sebeple perdeler gözümüzün önünden birden kalktığında bu dünyada tutunamıyoruz. Gözümüzün önündeki bu perdeler yavaş yavaş açılmalı. Güneşe bakmak için yavaş yavaş ısınmalıyız. Kolay anlaşılması için bu metaforu kullanacağım. Hakikat bir güneş ise bizim aydınlanmamız için onun ışığına ihtiyacımız var. Ancak o ışığı kesen gözümüzün önünde birçok perde katmanı bulunuyor. İşte bugün size perdelerden bahsetmek istiyorum. Doğru anlaşılması durumunda, aklınızdaki çoğu soru işaretini aydınlatacak bir konu; perdeler ve ardındaki hakikat… Bazı insanların önündeki perdeler o kadar çoktur ki o artık tamamen kör olmuş durumda yaşar. Belki gözleri bakıyor ancak gerçeği göremiyor. Hakikate dair hiçbir ışık ala...

Nankörlük

Nankör insan her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kişidir. En çirkin huylardan biridir nankörlük, eldeki nimetlerden mahrum olmaya sebep olur. Şükretmesini bilmeyen, elindekilerle yetinmeyen, hep daha fazlasını isteyen insanlar yarın, öbür gün sahip olduklarını da kaybederler. Bazı insanlar kıymet bilmezler takii siz verdiğiniz kıymeti bırakana kadar. Sırf değer verdiğin, iyi olmasını istediğin için her durumda destek olduğun, koşup gittiğin, çaba sarf ettiğin insanlardan göreceğin tek karşılık nankörlüktür. Değişmeyen bir kanun bu, iyiysen enayisindir. En çabuk unutulan şey iyiliktir. İnsanlara fazla iyilik yapmayacaksın vazife gibi olur, insanımızın empati kurma yetisi pek yoktur. Nankörlerin beklentilerini tetikliyorsun bu iyiliği sürekli yapınca vazifen olarak görüyorlar, sonunda oraları buraları ayrı ayrı oynuyor. Düzenli iyilik halinde olduğun insanlara bir kez iyilik yapma aman nasıl bozuluyorlar, nasıl kızıyorlar, şekilden şekile giriyorlar. Muazzam bir...