Hakikate dair

Aslında hepimiz kısmi körlük yaşıyoruz. Gözümüzün önünde perde var ve bu perdenin arkasında ise mutlak hakikat duruyor. Gerçi böyle de olması gerekiyor. Çünkü bu vücut hali ile hakikate bakamıyoruz. Baksak bile onun güzelliği ile tüm dünya işleri anlamsız geliyor veya aklımızı kaybediyoruz. Bu sebeple perdeler gözümüzün önünden birden kalktığında bu dünyada tutunamıyoruz. Gözümüzün önündeki bu perdeler yavaş yavaş açılmalı. Güneşe bakmak için yavaş yavaş ısınmalıyız. Kolay anlaşılması için bu metaforu kullanacağım. Hakikat bir güneş ise bizim aydınlanmamız için onun ışığına ihtiyacımız var. Ancak o ışığı kesen gözümüzün önünde birçok perde katmanı bulunuyor. İşte bugün size perdelerden bahsetmek istiyorum. Doğru anlaşılması durumunda, aklınızdaki çoğu soru işaretini aydınlatacak bir konu; perdeler ve ardındaki hakikat…

Bazı insanların önündeki perdeler o kadar çoktur ki o artık tamamen kör olmuş durumda yaşar. Belki gözleri bakıyor ancak gerçeği göremiyor. Hakikate dair hiçbir ışık alamıyor. Tamamen boşlukta kaybolmuş. En acısı da bunun farkında değil. Durumun vahimliğini düşünebiliyor musunuz? Böyle birisi yaşıyor gözükse de aslında ölüdür. Ne acı, ne acı, ne acı… İşte size gerçek cahilliğin tanımı. Bu perdeli insanların yeni bilgiler öğrenmeye tahammülü yoktur, hayattaki tek amaçları beslenmek ve üremektir, nezaket ve görgü kurallarını ahmaklık olarak görürler ve tamamen kişisel çıkarlar üzerine hayatını kurgularlar. Gözleri bu denli perdelenmiş insanlardan kaçalım. Çünkü aslında biz en yakınımızdaki 5 kişinin ortalamasından ibaretiz. Onların karanlığı bizim de karanlığımız oluyor ve ne acı ki gözümüzdeki perde katmanları artarken bunun farkına varamıyoruz. Farkına varmadan yavaş yavaş manevi olarak ölüyoruz. Yalnızca hakikate yaklaşıp bize ulaşan ışık daha fazla arttıkça bunun farkına varabiliriz. Bu yüzden etrafımızda gözünde hakikatin ışığını gördüğümüz -perdelerini azaltmış- insanların yanında olmamız gerekiyor. Zaten benim içinde en büyük zenginlik bu demek. Etrafımda aydınlanmış insanların olduğu koca bir daire…

Biraz da diğer gruptan bahsetmek istiyorum. Tüm herkes doğuştan gözleri perdeli doğar. Doğumdan önce hakikati görmüş olsak bile gözlerimize perde inerek bu hakikati unutarak doğuyoruz. Bunun aynısını dinlerde söylüyor, bazı filozoflar da söylüyor. Örneğin Platon için bilginin sonradan öğrenilmediğini, gayret ederek zamanla hatırlandığını söylüyor. Kısacası zamanla gözlerimizdeki perdeler kalkıyor ve biz hakikati yavaş yavaş görmeye başlıyoruz. Peki nasıl? Nasıl oluyor da bu perdeler kalkıyor? İki yöntem var. Belalar veya ballar ile bu perdelerden arınıyoruz. Yani geçirdiğimiz sıkıntı ve belalar ile gözümüzdeki bu perdeler kalkmaya başlıyor. Tabi biz bu aşamada acılar çekiyoruz. Ne kadar acı bile olsa sonucunda hakikate dair daha fazla ışık almaya başlıyoruz. Zor ama güzel :) Diğer yöntem ise cezbe veya hoşluk ile. Bu ise yaradanın dokunuşu ile gözümüzdeki perdeler sıkıntı çekmeden güle oynaya aralanıyor. Yaradanın kime, neden, nasıl dokunduğunu bilmiyoruz ancak yapılan her gayret, sabır veya iyilik gözümüzdeki perdeleri aralıyor. Okumak diyorum ben burada… Kültür sahibi olmak, tefekkür etmek, ilim sahibi olmak… Perdeler, cahillik ise tüm bunların hepsi bizim cahilliğimizi azaltıyor. Aydın bir insan olmak demek hakikati daha fazla görmek demek. Aydın insanlar kelimesi ile asla elit ve zengin bir grubu kastetmiyorum. Benim için aydın olmak demek, hakikatin ışığıyla aydınlanmaktan geliyor. Hakikati ise daha fazla gördükçe daha fazla aydınlanıyoruz.

İnsanların gözlerinin içine dikkatle bakın. O gözlerde perdeleri göreceksiniz. Tüm ömrünü kitap okuyarak geçirmiş bir insanın gözündeki ışık ile ömrünü boş işlere harcamış birinin gözündeki ışığın farklı olduğunu kesinlikle göreceksiniz. Çünkü ömrünü ilim sahibi olmak için harcayan insanlar veya yaşadığı tüm sıkıntılara göğüs geren insanların gözünde, perdeler daha fazla kalkmış oluyor. Onlar mutlak hakikati görüyor. Bu mutlak hakikati gören insanları bulalım ve yanlarından ayrılmayalım. Çünkü onlar bizden daha fazla ışık görüyor. Onların yanında olmak bizleri de aydınlatıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sorun, soru!

Başarı ve mutluluk arasındaki denge

Mucizeler senin hazır olduğun yerde başlar.