Başarı takıntısı mı mutluluk yolculuğu mu?
Modern çağın en büyük paradokslarından biri, “her şeyin mümkün olduğu” bir dünyada neden bu kadar çok insanın kendini yetersiz ve mutsuz hissettiğidir. Gelişen teknoloji, küreselleşme, sosyal medya… Tüm bunlar, hayatta “başarılı” olma baskısını daha görünür ve yaygın hale getirdi. Peki, başarı dediğimiz şey gerçekten peşinden bu kadar tutkuyla koşmaya değer mi? Yoksa biz, mutluluğu başarıyla karıştırıyor olabilir miyiz? Başarı: Ama Kimin Tanımına Göre? Çocukluğumuzdan itibaren başarı bize dışsal göstergelerle öğretildi: yüksek notlar, ödüller, takdirler, iyi bir meslek, büyük bir maaş. Bu tanımlar zamanla içselleşti, sanki “gerçek başarı” sadece bu şekillerde mümkünmüş gibi inandık. Ancak şu soruyu sormak gerek: Başarı, herkes için aynı anlama mı gelir? Elbette hayır. Kimi için bir şirkette üst düzey yönetici olmak başarıyken, kimi için doğayla iç içe bir yaşam, kendi ürününü üretmek ve paylaşmak çok daha anlamlıdır. Kimi için ise evde çocuklarını büyütmek, onlara değerli bir hayat ...