Kaç geceye sığınır ve kaç şarkıya..
Uzun yıllar önce bilmediğim bir duygunun içine girdim. Bu karmaşık yoğun duygunun içinde hapsoldum. Ayların, yılların, zamanın beni ne hale getirdiğini bir türlü çözemedim. Kalbimin kırıldığını defalarca bilmeme rağmen gururu birkenara bırakarak tekrar bir umuda sarıldım. Ama her şeyin bir sonu vardı. Bende sonu olmayan bir okyanusun peşine takıldım. O okyanus da boğulmama rağmen bir türlü o umudubırakamadım. Sonra araya biraz zaman girince neyin ne olduğunu anlayamadan o yoğun anlam karmaşasının içine düştüm, lakin çaresizce neden bunun olduğunu, niçin bu sorunlarla karşılaştığımı ya da bunları yaşamak zorundaolduğumu düşündüm. Çaresizce her gün düşündüm. Her saat,her saniye… İş de okulda ya da bir yerlere giderken aklımda tek bir soru vardı; Neden olmadı? Zamana aldandım. Geçen zaman bir türlü yaralarımı sarmadı, daha da acısı gün geçtikçe yaralarım kabuk bağlamaz oldu. Bu duyguyu tarif edemeden,anlayamadan içinde buldum bir anda kendimi. Her şey üst üste geldi. Daha çok bağlandım. Bu duygudan nasıl sıyrılacağımı bilmiyordum. Söylenen sözlere aldırış etmeden bu duygunun esiri olmak istemiştim çünkü bir hayal kurmuştum, o hayale kendimi çok kaptırdım, bir türlü o bağı koparmak istememiştim. Bir hayal uğruna kendime çok zarar verdim. Özellikle de kalbime değil beynime zarar verdim. Bunun farkına bile varamadım, varınca da iş işten geçmişti. Hersevginin sınırı vardı ama ben de o sınır yoktu. Bunu anlamakda benim için güçtü. O sevgiyi sadece bir kişi için yıllardır heba etmiştim. Bazen nasıl delirdiğimi tarif edemiyorum,bunu nasıl yaşadığım bile meçhul. Hani kaybolan yıllar vardırbenim de bu kaybolan yıllarım onu ilk gördüğüm de başladı ve hala nasıl kaybolduğunu anlayamıyorum…
Son günlerin yalnızlığı iyice canımı sıktı. Kaç defa hata yaptığımı ben bile bilmiyorum. Kalbimin nasıl parçalandığını, sadece izledim. Kendimle olan savaşı birtürlü aşamadım. Gecenin yalnızlığında ruhumu ayın yalnızlığına bıraktım. Hangi koşulda olursa olsun belli bir zaman sonra sevgi kalmadı. Kalan sadece anılar. Aslında onlar da belli bir süre sonra hayatından giden kişiyi unuttuğun gibiunutulur. Kimin kimi hak ettiğini bu dünya da arzular ve menfaatler belirliyor. Bir gün toprak olup gideceğiz.Yaşadığımız dünya da her şey çok garip ya da menfaatleri uğruna birbirini kullanan insanlarla dolu. Bazen bir şarkı çalar,o melodi de her şeyi düşünürsün ama düşündüğün şey asla eskisi gibi olamaz, sadece acıdan başka bir şey vermez. Tekistek vardı o da anlaşılmak olur. Onu da yanlış anlarlar. Birşeylere çok bağlanırsan bu dünyada hasret rüzgarları gibi bir o yana bir bu yana savrulursun. Dağılmakla kalmaz, dert ettiğin ne varsa ortalıkta savunmasız bir şekilde kalırsın. Aslındabunda da hastalık gibi bağışıklık kazanman lazım. Sonuçtabasit bir şey değil ki… Kestirip atsan da ne yaparsan yapsan da gönül ferman dinlemiyor ki … Bazen her şey bir anda anlamsız geliyor. Ölümlü dünya da ölümsüz gibi yaşıyoruz.Belli bir saatten sonra ikimiz de yabancılaşıyoruz. Gözler ne kadar iyi olanı arasa da ne fayda eder ki zamanı çalıp giden sen oluyorsun. Her şey unutulup gidiyor, izi bile kalmıyor.Hayal kırıklıkları, yapılan hatalar, terkedilişler ve unutuluşlar… Unuttuğunu zannedersin unutamazsın çünkü yaşattığı acıdan ve yaşadığın acıdan dolayı. Dağılırsın, dağıldıktan sonra toparlamaya çalışırsın ama toparlayamazsın. Çünkü umudun yok olmuştur, orta da değer verdiğin ne varsa değersiz kalmıştır. Duygularını açık açık söylersin fakat o da amalarla seni geçiştirir. O amalar yüzünden bu kadar acıya katlanırsın. Öyle olmadı bağlandıkça daha çok bağlanırsın. Sanki o olmasa dünya başına yıkılacakmış gibi … Her gece bir bekleyiş ya da arayış içerisinde olursun. Her zaman bir çözüm yolu ararsın. Bu problemlerin altın da ezilip yıllarca savrulup gidersin. Sen bunları düşünüp savrulup gittikçegünler, aylar geçip durur fakat sen hala aynı yerdekalakalırsın. Onlar giderek kendi vicdanlarını rahatlatırlar. Kendilerini böyle avuturlar. Bir insanın umudunu kırıp gitmek onların kolayına geldi. Biliyorum, çok sabrettin, dayandın, bekledin ama hepsi boşmuş bunu da yeni fark ettin. Hepimizbir limana sığınmak isteriz ama o limanda bizi ne beklediğini bilemeyiz. O limanda ne açılar ne kederler ne hüzünler vardır. Tabi mutluluğu da yaşayıp dururuz. Ama en çok da hüzün ve kalp kırıkları sarar etrafımızı. Kaç sene geçerse geçsin içinbirikmiş kalp kırıklıklarıyla dolu olur. Elbet her şey bir gün son bulacaktır. Çünkü zamanla duygular, düşünceler, fikirler değişir. Uzaklaştığın her şey bir anda yakınında olur. Düşündüğün onca şeyde aslın da kendine ne kadar zarar verdiğini anlarsın. Bundan sonra nasıl eski benliğe dönersin diye düşünürsün ama bunu düşününceye kadar da kendine nasıl bir zarar verdiğinin farkına varırsın. Bundan sonra kendine yeni bir kimlik oluşturmaya çalış. Bunun da zorluğuyla karşılaş. Ne kadar zorlarsan o kadar senin için daha iyi olacaktır. Hayatta her şeyi çok zorlaman lazım ki hep geri de kalmayasın ve uzak olmamak için sınırlarını zorlamak lazım. Zaman çok kısa, ne olursa olsun sakın geriye dönüpte bakmayın, geçmişten ders alıp geleceğe yönelin, geçmişe takılıp kalmayın. Sevmek ve sevilmek çok güzel ama bunu yanlış insanlara vermeyin yoksa sonu hüsran olur. Hatalaryaptığınızın farkında olun ve bu hatalardan çok büyük ders alın. Bir de kendi vicdanını rahatlamak için bahane üretenlere sakın kanmayın, ne yaparsan yap zamanı geri getiremezsiniz.Yazımın sonuna doğru şu cümlelerle bitirmek istiyorum: Zaman çok kısa, hayat acımasız. Ne olursa olsun oyun oynayanlardan olmayın, ateşlerin içinden geçecekseniz bile mantıklı bir şekil de yürüyün ki aynı hataya bir daha düşmeyin…
Yorumlar
Yorum Gönder